Santral Seröz Retinopati Nedir, Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Santral seröz retinopati nadir görülen bir göz hastalığıdır. Kadınlara nazaran erkeklerde daha fazla görülür. Kişilerde genellikle görmede bulanık olmasıyla birlikte başlayan bir hastalıktır.

Santral Seröz Retinopati (SSR) nadir görülen göz hastalıklarından birisidir. SSR bir diğer adıyla Santral Seröz Koryoretinopati olarak da adlandırılır. Hastalık görme merkezi olarak adlandırılan makulada sıvı birikmesi sonucu oluşur. 

Santral seröz retinopati belirtileri nelerdir?

Santral Seröz Koryoretinopati hastalığının genel olarak belirtileri;

  • Hastanın görmesinde bulanıklaşma
  • Hastanın eşyalarını çok küçük görmesi (mikropsi)
  • Hastanın etrafında bulunan nesnelerde şekil bozuklukları olması (metamorfopsi),
  • Hastanın belirli aralıklarla kısmi olarak renk körlüğü yaşaması (diskromatopsi)
  • Hastanın kitap okurken zorlanması (santral skotom)
  • Hastanın etrafında olan her şeyi bulanık görmeye başlaması
  • Hasta renkleri solgun olarak görmeye başlar.

Santral seröz retinopati hastalığına yalanan kişi genellikle tek gözünden şikayet ederek doktora başvuruda bulunur. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalık ilk olarak 1866 yılında von Graefe tarafında teşhis edilmiş ve “recurrent central retinitis” adıyla tarif edilmiştir.  Daha sonraki yıllarda çeşitli isimlerle adlandırılsa da en son 1967’de Gass tarafından “idiopathic central serous choroidopathy” ismiyle tarif edilmiştir. Halen bu isimle tarif edilmektedir. Gass bu hastalığın gelişmesinde hem retinanın hem de koroidin sıkıntılı durumlar yaşadığını bildirmiştir.

Santral seröz retinopati kimlerde görülür?

Hastalık 20 yaş altı kişilerde bugüne kadar tespit edilmemiştir. Genellikle orta yaş erkeklerde görülen bir hastalıktır. Kadınlarda erkeklere nazaran fazla görülmez. Hastalık kortizon kullanan insanlarda görüldüğü düşünülmektedir. Bu yüzden Santral seröz retinopati hastalığı olan kişilerin kortizon kullanımına dikkat etmesi ya da kesmesi gerekebilir. Gereksiz antibiyotik kullanımı, cinsel açıdan sertleşme sıkıntısı yaşayan erkeklerin erektil disfonksiyon ilaçları alması, alkol kullanımı, gebelik ve hipertansiyon bu hastalığın risk faktörleri arasında gösterilmektedir.

Santral seröz retinopati

Santral seröz retinopati tedavisi nedir?

Hastalığın genel olarak tedavi edilmeye ihtiyacı yoktur. Zaman içerisinde kendiliğinden geçen bir hastalık türüdür. Ancak %20 – 30 oranlarından tekrarlayabilme ihtimali vardır. Bu yüzden göz doktorunuza aralıklı olarak muayene olmaya özen gösteriniz. 

Santral seröz retinopati hastalığının tedavisinde kortizon kullanan hastaların ilaçlarının kesilmesi öngörülmektedir. Bilindiği üzere kortizon vücutta böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormon olan kortizole benzer steroid yapıda ilaçlardır. 

Santral seröz retinopati hastalığının tedavisinde kullanılan yöntemler;

Medikal tedavisi; Asetazolamid türü ilaçlar 6 hafta süreyle kullanımı zamanla azaltılarak kullanılabilir. Vücuttaki karbonik asidin yapım ve yıkımında görev alan ana enzim asetazolamid, karbonik anhidraz’ın etkisini bloke ederek bikarbonat üretimini azaltan bir ilaç türüdür. Beta blokerler, enfeksiyonu tedavi etmek amacıyla antibiyotikler ve çeşitli vitaminler hastaya uygulanabilmektedir. 

Medikal tedavide göz doktorunuz ya da diğer doktorlar tarafından verilen ilaçların kullanım şekli ve dozlarına doktorunuzun tavsiyelerine uyarak dikkat ediniz. Kulaktan dolma bilgilere ve çevrenizden duyduğunuz bilgilere kesinlikle kulak asmayınız. 

Lazer Fotokoagülasyon; Dekolmanın gerilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Dekolmanın göz retinasında oluşan yırtık ya da nokta şeklinde oluşan bir rahatsızlıktır. Lazer Fotokoagülasyon, her ne kadar dekolmanın gerilemesini yada düzelmesini sağlasa da lazer skarının genişlemesi kalıcı olarak stomaya sebep vereceğinden bu tedavi yönteminde temkinli davranmak gerekir. 

PDT (Fotodinamik Tedavi): Bu yöntem özellikle son yıllarda Santral seröz retinopati hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Gözün retina kısmında bulunan sıvının sızmasını, retina tabakasının altında sıvı birikimini ve seröz dekolmanı azaltarak gözde görme artışını sağladığı bildirilmiştir. Ancak bu yöntemin pahalı olması ve tedavi sonrası komplikasyonlarının olması bu tedavi yönteminin fazla hastada kullanılmamasını sağlamaktadır. 

Hastalarda bu tedavilerin yanı sıra aspirin kullanımınında kişilerde daha hızlı iyileşmeye sebebiyet verdiği gözlenmiştir. Ancak aspirini doktorunuzun tavsiyesi üzerine kullanmanız gerekmektedir. Bilindiği üzere ülkemizde aspirin ilaçlarının kullanımı bir hayli yaygındır. Bunun sebebi ise insanların kulaktan dolma bilgilere aşırı şekilde önem vermesinden kaynaklanmaktadır. 

Bir diğer tedavi yöntemlerinden birisi de konvansiyonel lazer tedavisidir. Bu tedavi yöntemi kullanılan hastaların bazılarında retina içerisinde biriken sıvının hızlı emilimi gözlenmiştir. Bu sayede hastanın görme yetisi normal dönmektedir. Konvansiyonel lazer yöntemi genellikle retina içerisinde 4 aydan fazla sürede sıvı saptanması, görme yetisini tamamen yitirme ve bir an önce iyileşmek isteyen insanlarda tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntemlerin hepsinde göz doktorunuzun kararına bağlı kalmanız önemlidir.

 

Kaynaklar


Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...

Yorum ekle