Sinüzit Hastaları Göz Ağrısı Yaşar Mı? Sebepleri ve Tedavi Yöntemleri
Sinüzit bir çok kişinin hayatının çeşitli dönemlerinde mücadele ettiği sağlık sorunlarındandır. Bir çok kişi tehlikeli bir durum olduğunu kabullenmeyerek tedaviyi aksatır ve bu durum kronikleşebilir.
Sinüzit
Sinüzler kafa kemikleri içerisinden burun deliklerine açılan bir çeşit hava boşlukları olarak tanımlanır. Doğuştan itibaren ergenliğe kadar kendini tamamlayan bu oluşum bazı kişilerde enfeksiyon sebebiyle tıkanabilir. Bu durum ise başta baş ağrısı, göz ağrısı, grip gibi hastalıklar sonucunda şiddetli ve koyu akıntılar oluşmasına sebep olabilir. Bu durum zamanında tedavi edilmezse enfeksiyonların beyne kadar ulaşmasına sebep olan ciddi sonuçlar doğurabilir.
Sağlıklı bir bireyde doğumdan sonraki bir kaç yıl içerisinde ethmoid ve maksiler sinüsler oluşur. Ardından ergenliğe kadar olan süreçte sfenoid ve frontal sinüsler oluşumunu tamamlar. Bu kanallardaki tıkanıklık zamanında tedavi edilmezse menenjit, beyin apsesi veya görme kaybı ciddi sağlık sorunları baş gösterebilir.
Bu hava kabarcıkları solunum yolunu desteklemekten ziyade başın dik durabilmesini, ses tınısını pürüzsüzlüğünü, solunum yollarından geçen havanın nemlendirilmesini, solunan havanın vücut ısısına uyum sağlamasını ve kafa içi basıncın ve ağırlığının azalmasını sağlamakla görevlidir. Sinüzit hastalarının denge bozukluğu, başta ağrı ve ağırlık hissetmelerinin başlıca nedenleri bu durumdur. Bu boşlukların içini kaplayan mukozanın mantar veya bakteriyel enfeksiyonlar sebebiyle iltihaplanması sonucunda sinüzit hastalığı oluşur.
Gözlerde Ağrı ve Diğer Belirtileri
Sinüz hava boşluklarında meydana gelen iltihaplar çoğunlukla boğaz bölgesine ve göz çukurlarına birikir. Boğazdaki enfeksiyonlar genellikle antibiyotik tedavisi ile atlatılabilse de göz çukurlarına biriken ve buraya yerleşip tahribata sebep olan enfeksiyonların tedavisi özel ihtimam gerektirmektedir. Bu enfeksiyonlar zamanında tedavi edilemezse göz sinirlerine baskı uygulamaya başlar ve bu durum kalıcı görme kayıplarına kadar bir çok ciddi sorunu beraberinde getirir.
Sinüzit her zaman için enfeksiyonlar ile ortaya çıkan bir durum değildir. Bazı hastalarda burun içindeki kemiklerin eğriliğinden veya geniz eti büyümesi sonucunda da tıkanabilir ve işlevini yerine getiremez duruma gelebilir. Sinüzler işlevini yerine getiremediğinde kafa için basıncındaki artış doğrudan göz sinirlerini etkilediğinden göz çukurlarında şiddetli ağrılara sebep olabilir.
Sinüzitin göz çukurlarında ağrıya neden olması vakıanın tehlikeli boyutlara ulaştığının bir göstergesidir. Özellikle enfeksiyonlar ve iltihaplanmalar sonucunda mukozanın steril olması gereken göz pınarlarına dolması burada enfeksiyonların üremesine ve göz sinirlerinde tahribata yol açar. Bu durumu önlemek için sinüzitin ilk belirtileri olan koyu yeşil renkli akıntı ve başta ağırlaşma gibi belirtiler görülmeye başladığında vakit kaybetmeden bir uzman tarafından tedavi altına alınmasında fayda vardır. Bu enfeksiyonların göze yaptığı baskı sonucu göz ağrılarının yanı sıra görme bozuklukları hatta görme kayıplarının yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Tedavi Yöntemleri
Sinüzit göz ağrısına sebep olacak boyutlara ulaştıysa durumun vakit kaybetmeden kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu aşamada uygulanacak tedavi yöntemleri hasarın boyutuna göre belirlenmelidir. Ancak unutulmamalıdır ki her göz ağrısı sinüzitin belirtisi olarak karşımıza çıkmaz. Çeşitli görme kusurlarının belirtileri ile karıştırılabilen bu durumun tedavi aşamasına geçilmeden önce ağrıların nedeninin doğru belirlenmesi oldukça önemlidir.
Tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilen yöntem antibiyotik tedavisi olsa da günümüzde ilerleyen tıp teknikleri sayesinde basit cerrahi müdahaleler ile %90 oranında tedavinin uzun vadede başarı sağlaması muhtemeldir.
Akut sinüzit vakıaları genellikle medikal tedavi ile olumlu sonuç alınabilen durumlardır. Ancak sinüzlerde meydana gelen enfeksiyonun göz çukurlarına infilak etmesi sonucu oluşan tehlikeli durumların tedavisinde cerrahi müdahale gerekebilir. İlaçla tedaviye oranla cerrahi tedavinin büyük ölçüde kalıcı sonuçlar verdiği bilinmektedir. Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi adı verilen bu işlem genellikle çocukluk döneminden itibaren yapılabiliyor.
Kaynaklar
- http://www.noroloji.org.tr/TNDData/Uploads/files/335KLER.pdf
- http://www.journalagent.com/behcetuz/pdfs/BUCHD-13008-RESEARCH_ARTICLE-UNALP.pdf
- http://www.journalagent.com/agri/pdfs/AGRI_27_2_119_120.pdf
- http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Kulak%20Burun%20Bo%C4%9Faz%20Ve%20G%C3%B6z%20Cerrahisinde%20Bak%C4%B1m.pdf
- http://194.27.141.99/dosya-depo/stek/pdfs/42/4204.pdf